TAKOGRAF İSTİSNASI KAZALARA DAVETİYE ÇIKARIYOR

Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS), Türkiye’de gerçekleşen trafik kazalarına ilişkin ve uzun yılları dikkate alan TÜİK istatistiklerini inceleyerek kapsamlı bir çalışma yaptı. Yapılan çalışmanın sonucunda, ağır ticari araçların karıştığı yaralanmalı ve ölümlü kazaların önemli bir kısmının dijital takograf kullanımıyla ilgili hukuki boşluktan kaynaklandığı sonucuna ulaştı.
TÜİK verilerine göre ülkemizde 2016 yılında 185 bin ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiş, bu kazalar sonucu 303 bin kişi yaralanmış ve 7.300 kişi hayatını kaybetmiştir. Trafik kazaları ile ilgili istatistikler, ölümlü-yaralanmalı kazaların yaklaşık %35’inin ağır ticari araçların karıştığı (otobüs, kamyon ve çekiciler) kazalardan kaynaklandığını ortaya koymaktadır.
İstatistiklere göre ağır ticari araçların karıştığı kazalarda temel sebepleri “sürücünün yorgun ve uykusuz çalışması” ve “aşırı hız” oluşturuyor. Ağır ticari araç sürücülerinin çalışma saati kısıtlamalarına ve hız sınırlarına uyup uymadığının denetlenmesini sağlayan takograflar ise uzun yıllardır kullanımda. Bu denetimin daha sağlıklı ve kesin yapılabilmesi için geliştirilen yeni nesil dijital takograflar ise 2014 yılından beri ülkemizde kullanılıyor.
Ağır ticari araçların “hız” ve “çalışma sürelerini” sürücülerine göre kaydeden bir cihaz olan dijital takograflar dünyanın en gelişmiş trafik güvenliği kayıt cihazı olarak nitelendiriliyor.
Bu cihazlara yanıltıcı müdahale yapılamıyor, cihazın hafızasındaki güvenli ve detaylı kayıtlar denetim otoritesince sürücülerin yaptığı ihlallerle birlikte ayrıntılı olarak raporlanabiliyor.
Avrupa Birliği Ülkelerinde Dijital Takograf Zorunlu
2006 yılından başlayarak, Avrupa Birliği ülkelerinde 3,5 ton ve üzerinde yük taşıyan, sürücüsüyle birlikte 9’dan fazla yolcu taşıyan araçlar için dijital takograf cihazlarının kullanımı zorunlu olmuştur.
AB ülkelerinde, 2006 yılında başlayan dijital takograf uygulaması neticesi 2013 yılına kadar geçen sürede, ağır vasıta kazalarından kaynaklı ölümlerde %40’ı aşan oranlarda düşüş sağlanmıştır. Türkiye’nin de içinde bulunduğu birçok AETR (uluslararası karayolu taşımacılığı yapan sürücülerin araç kullanma ve dinlenme sürelerini düzenleyen uluslararası anlaşma) ülkesi, 2010 yılı itibarı ile uluslararası taşımada dijital takograf uygulamasına geçmiş, 2014 yılı itibarı ile ülkemiz iç hukukunda da dijital takograf uygulamasına başlamıştır.
Ancak, dijital takograf uygulamasında yaşanan bazı temel aksaklıklar sebebiyle, AB ülkeleri ile kıyaslandığında ülkemizde kaza sayılarında beklenen düşüş henüz sağlanamamıştır.
Ağır Ticariler Hukuki Boşluktan Faydalanıyor
OSS, Avrupa Birliği ülkelerindeki dijital takograf uygulamasıyla Türkiye’deki uygulamaları karşılaştırdı. TÜİK’in istatistiklerinden de faydalanarak ülkemizde konuyla ilgili yaşanan aksaklıkları tespit etti. Takograf takması gereken ağır ticari araçların yarısından fazlası, bir hukuki boşluğu kullanarak dijital takograf takmaktan imtina etmektedir.
Bu istisnai durum kısaca “şehir içi taahhütnamesi” olarak adlandırılabilir.
Büyükşehir Belediyeleri ile ilgili 2012 yılında yapılan bir düzenleme ile ilçeler dâhil tüm coğrafi alan “şehir içi” olarak kabul edilmektedir. Karayolları Trafik Kanunu şehir içinde çalışacak araçların takograf takmasını zorunlu tutmamaktadır. Böylece şehir içinde çalışacağını bir evrak doldurarak taahhüt edenler, takografsız ve denetimsiz araç kullanabilmektedirler. Basında sıklıkla yer alan “hafriyat kamyonu terörünün” temel sebebi aslında takografsız ve dolayısıyla denetimsiz çalışan bu araçların aşırı hız yapması ve çalışma sürelerine uymamasıdır.
Şehir İçi Kazaları 3 Kat Daha Fazla
Trafik kazalarının oluştuğu bölgelere göre incelendiğinde çıkan sonuçlara ilişkin çarpıcı istatistikler, söz konusu uygulamanın yanlışlığını ortaya koymaktadır. 2016 yılı sonu itibariyle ülkemizdeki araç sayısı 21 milyonu geçmiştir. 2016 yılında gerçekleşen 1.182.491 kazanın 185.128 adedi ölüm veya yaralanma ile sonuçlanmıştır. Bu kazalar neticesinde 2016 yılında 7.300 kişi yaşamını yitirmiş, 303.812 kişi de yaralanmıştır.
İstatistiklere göre şehir içinde yaşanan yaralanmalı ve ölümlü kazalar, şehirlerarası yollarda yaşanan kazaların 3 katıdır. Bu da hukuki boşluğun sonucudur.
Minibüsler Takograf Kullanmamak İçin Koltuklarını Söküyor
Karayolları Trafik Kanunu’nda 2012 yılında yapılan bir düzenleme ile 17+1 kişiden daha az yolcu taşıyan araçların “minibüs” oldukları gerekçesiyle takograf takmasına gerek olmadığına hükmedilmiştir. Bu düzenleme sonrası on binlerce araç üzerinde takılı takografı sökmüş ve denetimsiz çalışmaya başlamış hatta on binlercesi de araçlarındaki koltuk sayısını azaltarak takograf takmaktan kurtulmuştur. Oysa AB ve AETR ülkelerinde, sürücüsüyle birlikte 10 (9+1) yolcu taşıyan araçlar otobüs sınıfında ele alınıp bu araçlara takograf takılmaktadır. Yine sıklıkla haber konusu olan, çocuklarımızı ya da çalışanları taşıyan “servis aracı kazaları” yukarıda bahsi geçen iki istisnanın büyük ölçüde tetiklediği, denetim ve caydırıcılık eksikliğinden kaynaklıdır.
Türkiye’de Denetim Eksikliği Giderilmeli
Dijital takograf ve denetimi konusunda trafik ekiplerinin bilgi eksikliği de söz konusudur. Trafik ekipleri, eski teknoloji takografları denetleme alışkanlıkları ile yeni teknoloji dijital takografları incelemeye çalışmakta dolayısıyla verimli sonuçlar elde edememektedirler. EGM trafik denetim personelinin, en kısa zamanda dijital takograflarda kayıtlı son derece değerli verileri inceleyebilecek bilgi, donanım ve yazılıma sahip olması gerekmektedir.
Türkiye gibi büyük yüzölçümüne sahip bir ülkede il sınırları dâhilinde şehir içi takograf istisnası uygulanması ve 17+1 koltuktan daha az kapasiteli yolcu taşıyan araçların takograf denetimi dışında bırakılmasının ölümlü ve yaralanmalı kaza sayılarının artmasında önemli bir unsur olduğu sonucuna varılmaktadır.
OSS Takograf Komitesi Raporlarını İlgili Mercilere İletti
OSS elde ettiği bulgulara istatistiksel verileri de ekleyerek rapor haline getirdi. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü gibi yetkili mercilere bu raporların iletilmesini sağladı.